“Yemende çocuklar aç” adı altında kahvaltı düzenleniyor, bizim ülkemizde çocukların tabi ki keyfi yerinde, karnı tok olduğu için artık olayı aştık, Yemendeki çocukları doyurmaya çalışıyoruz, maşallah pek de duyarlıyız. Kahvaltının çok reklamı yapılıyor sosyal medya da muhafazakar fenomenler anlata anlata bitiremiyor. Kahvaltı günü bakıyorum, dudaklarda kırmızı ruj, düğüne gidiliyor gibi kıyafetler ayakkabılar çantalar, 5 yıldızlı otelde hayır kahvaltısına katılıyorlar. Organizasyona katılan muhafazakar zenginler kimi ketojenik diyetine uygun yiyor kimi glutensiz besleniyor kimi detoks sularını yanında getirmiş ama herkesin ortak bir derdi var şekersiz beslenmek.

Yemende çocuklar evet çok aç, yazık onlara fakat gelen davetliler hayır kahvaltısında bile şekersiz beslenmeleri gerekiyor alimallah o zehri ağızlarına alamazlar.

Korku filmindeyiz sanıyorum her an bir yerden şekersiz beslenen eyelinerını vicdanına kadar çeken, estetik yaptırmaktan alın yazıları sırtına gelmiş, dudak büken Hermes şallı biri karşıma çıkacak gibi oluyor. Bööööö şeker nasıl olur masamızda!!! Tam da böyle bir organizasyonun Halloween haftasında olması bende şüphesi uyandırmıyor değil. Acaba cadılar bayramı mı konsept hayır kahvaltısı mı diye düşünmeden edemiyorum.

Sonra kahvaltı sonrası insanların Instagram paylaşımlarına bakıyorum bir yanda şaşalı resimlerini koyuyorlar, bir yandan yazık fakirlere diye duyar kasıyorlar. Egoizmin tavan yaptığı bu insanları, artık hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Topluma özellikle de dine ve mütedeyyin insanlarımıza zarar veriyorlar. Evet kişinin sevabı, günahı kendisinedir, bunu bilincindeyim, bazı şeyleri hep beraber değiştirebiliriz. Günümüz nesli bu tür insanları örnek alarak zengin, şatafatlı bir hayat için bu fenomen adlı kişilere özeniyorlar…

Zannedersinki Hermes şallı bacı; “Hayır kahvaltısı” için verdiği 100TL ile Yemendeki çocukların tamamını doyurdu. O kasıntıyla gezer. Oysaki kahvaltıya ödediği bedel Yemendeki çocuklara ulaşmamıştır, belkide simsarlar tarafından hasıraltı edilmiştir. Diyeceğim o ki yaşasın cadılar bayramı..

Bu, orijinal olarak Blog Yazma Üniversitesi’nin bir parçası olarak yayımlanan örnek bir gönderidir. On programımızdan birine kaydolun ve blogunuza doğru şekilde başlayın.

Bugün bir gönderi yayımlayacaksınız. Blogunuzun nasıl görüneceği hakkında endişelenmeyin. Blogunuzu henüz adlandırmadıysanız veya bunaldığınızı hissediyorsanız merak etmeyin. “Yeni Gönderi” düğmesine tıklayıp bize neden burada olduğunuzu söylemeniz yeterli.

Bunu neden yapmalısınız?

• Çünkü bu, yeni okuyucuların bağlam hakkında bilgi edinmesini sağlar. Blogunuz neyle ilgili? İnsanlar blogunuzu neden okumalı?
• Blogunuz ve blogunuzda neler yapmak istediğinizle ilgili fikirlerinize odaklanmanıza yardımcı olur.

Gönderi kısa veya uzun olabilir ve hayatınıza dair kişisel bir giriş, blogun amacı hakkında bir açıklama, geleceğe dair bir manifesto ya da yayımlamak istediğiniz içerik türlerine genel bir bakış sunabilir.

Başlamanıza yardımcı olacak birkaç soruyu aşağıda bulabilirsiniz:

• Kişisel bir günlük tutmak yerine neden insanların okuyabileceği bir blog yazıyorsunuz?
• Hangi konular hakkında yazmayı düşünüyorsunuz?
• Blogunuz aracılığıyla kimlerle bağlantı kurmak istersiniz?
• Önümüzdeki yıl boyunca başarıyla blog yazarsanız nereye ulaşmış olmak istersiniz?

Bunlar hakkında yazmak zorunda değilsiniz. Blogları harika kılan özelliklerden biri de öğrenmemizle, gelişmemizle ve birbirimizle etkileşime geçmemizle devamlı olarak gelişmeleridir. Ancak neden blog yazmaya başladığınızı ve buna nereden başladığınızı bilmeniz faydalıdır ve hedeflerinizi açıkça ifade ederek, daha fazla gönderi fikri elde edebilirsiniz.

Nasıl başlayacağınızı bilemiyor musunuz? Aklınıza gelen ilk şeyi yazın. Hepimizin sevdiği yazma üzerine bir kitabın yazarı olan Anne Lamott, kendinize önce “kötü bir taslak” yazma fırsatını tanımanızı söylüyor. Anne harika bir noktaya değiniyor; endişe duymadan, yalnızca yazmaya başlayın ve sonra düzenleyin.

Yayımlamaya hazır olduğunuzda, blogunuzun odaklandığı konuları açıklayan üç ila beş etiket ekleyin: yazma, fotoğrafçılık, kurgu, ebeveynlik, yemek, arabalar, filmler veya spor. Bu etiketler, bu konularla ilgilenen ziyaretçilerin Reader’da sizi bulmasına yardımcı olur. Yeni blog yazarlarının sizi bulabilmesi için etiketlerinizden biri mutlaka “zerotohero” olsun.